Bir Ana muhalefet Partisi düşünün ki!…

Siyasi partiler kuruldukları ülkede o ülkenin vatandaşlarına hizmet etmek amacıyla kurulurlar.

Yapılan hür seçimlerle mevcut partiler içinden bir tanesi seçimi kazanır ve ülkeyi yönetmek üzere göreve getirilir.

Seçimler bittikten sonra da, her parti milletin kendisine vermiş olduğu sınırlar içinde kalmak kaydıyla ülkesine hizmet etmeye gayret gösterir.

İktidar olan siyasi parti kadar, muhalefet hele ki ana muhalefet olarak seçilen partilerin de ülkeye yapılacak hizmetlerde yerine getirmesi gereken ehemmiyetli görevleri bulunmaktadır.

Şimdi böyle bir girizgâh yaptıktan sonra ülkemizdeki siyasi partilerin, daha da önemlisi ana muhalefet partisinin ülkeye hizmetteki üstlendiği görevleri yerine getirmiş olup olmadığını hep beraber inceleyelim ve gözden geçirelim.

Bizim ülkemizin en büyük şanssızlığı, iktidara yol gösterecek bir ana muhalefet partisinden mahrum olmamız.

Bir ana muhalefet partisi lideri düşünün ki, kendi ülkesinin seçtiği iktidar partisine yol gösterici roller üstleneceğine, milletin seçimi ile gelen Cumhurbaşkanına sözde Cumhurbaşkanı diyebiliyor ve en acımasız şekilde hakaretler edebiliyor.

Ana muhalefet partisi olarak halkın seçimi ile gelen iktidarlara yol gösterici projeler üretip sunacağına, kendi ülkesinin iktidarını dışarıya şikayet edebiliyor. Kendi milletinin seçtiği hükümetleri yıkmak ve iktidardan uzaklaştırabilmek için her yol mubahtır diyerek, yabancılardan medet umabiliyor.

Her fırsatta darbe çığırtkanlığı yapıp, halkı ayaklandırmak üzere çağrı yapabiliyor.

Halkı sokağa dökmek, böylece ülkeyi kaos ortamına sürükleyip iktidarı yıpratarak devirmek, bu ana muhalefetin en büyük görevi imiş gibi ülke aleyhine gelişen her olayı desteklemektedir.

Eskiden bu ana muhalefet partimiz her on yılda birde olsa, darbeler neticesinde kurulan hükümetlerde en azından görev alabilme fırsatı yakalıyordu.

İktidarı yıkabilmek uğruna terör örgütleri ile bile işbirliği içine girebiliyor. Terör örgütlerinin uzantısı siyasi partilerle ittifak yapabiliyor ve bu siyasi partilerin lider ve mensuplarının ülke aleyhine olan davranışlarını destekleyebiliyor. Hatta terörle canı pahasına mücadele veren güvenlik mensuplarını kınayabiliyor. Ama, terör örgütü mensuplarını yalancıktan bile olsa kınayabilme cesareti gösteremiyor.

Ana muhalefet partisi lideri çıkıyor, kendisine oy vermeyen her kesimden insanları tehdit edebiliyor. Devlet memurlarını, işçileri, esnafı, köylüyü, işverenleri, devletin jandarmasını polisini tehdit etmekten hiç mi hiç çekinmiyor.

Bu ana muhalefet partisi medyayı dahi tehdit etmekten kaçınmıyor. Yandaş medya diye nitelendirdiği medyayı iktidara geldiklerinde tamamına el koyacakları tehdidini savurmaktan bile çekinmiyor.

İktidarın yapmış olduğu hizmetleri ve projeleri itibarsızlaştırmak amacıyla her türlü yalan ve dolana baş vurarak iktidarı yıpratmaya çalışıyor. Gerçekleştirilen her türlü hizmetleri milletin gözünden kaçırmaya ve yok hükmünde kabullendirmeye çabalıyor.

Yapılan şehir hastanelerini milletin gözünde gereksizmiş ve israfmış  gibi gösterebilmek uğruna yalanlara sapabiliyor.

Seçtiklerimiz ülkeye hizmet etmek kadar, hatta daha da çok bu ana muhalefetin yalan, dolan, iftira ve hakaretleriyle de mücadele etmek mecburiyetinde kalmaktadır.

Böyle bir ana muhalefet partisinin Allah fırsat vermesin, birde iktidar olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Muhalefet iken millete bu derece kötülük yapabilen bu muhalefet, birde iktidar olsa neler yapmaz. Ülkemiz her türlü kazanımlarını, bilhassa dindar insanlarımızın dini yaşantıları üzerinde sağlanan serbestiyeti tamamen kaybederler. Dindar insanlarımız üzerindeki yasak, baskı ve dayatmalar tekrardan hortlatılarak geri getirilir. Hemde bu sefer daha da acımasızca dindarlar üzerinde baskı kurulur.

Bütün bunların olmaması için, vesayetçi ve mandacı yönetimlerin yeniden işbaşına gelmemesi için, ülkemizin dışarıda kazandığı itibarının artarak devam etmesi için, tam bağımsızlık yolunda yürüyüşümüzün devam etmesi için, seçimlerde oylarımızı iyice düşünerek kullanmamız ve hak edenleri yani Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçmemiz en önemli vatandaşlık görevimiz olmalıdır.