Boğaziçi Üniversitesi’nde neler oluyor?
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri normal prosedürle Cumhurbaşkanı tarafından atanan yeni Rektörü protesto amacıyla protesto eylemi başlattılar.
Aslında burada eylemin amacı Rektör ataması gibi açıklanmış olsa da gerçek amacın ne olduğunu herkes az çok tahmin etmekte ve bilmektedir. Asıl amaç ikinci bir gezi benzeri eylem planlayıp, iktidarı devirecek olayların çıkarılması ve halkın sokağa dökülmesini sağlayacak eylemlerin başlangıç fitilini ateşlemek.
Boğaziçi Üniversitesi bu yeni gerçekleştirilmek istenen eylemlerin üs merkezi olarak planlanmakta.
Olayın gerçek yönlerine bakacak olursak; Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen provakatif gösteriler sırasında gözaltına alınan 108 şüpheliden sadece 7’si Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi çıktı.
İstanbul Valiliği’nden konuyla iligli yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü girişinde 1 Şubat 2021 Pazartesi günü yapılan izinsiz gösteriler sırasında Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla İl Emniyet Müdürlüğümüzce gözaltına alınan 108 şüpheliden 7’sinin Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olduğu, 101 şüphelinin Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadığı, 15 şüphelinin de üniversite düzeyinde eğitim görmediği, ortaya çıktı.
İstanbul Valiliğinin yapmış olduğu açıklamadan da görüleceği üzere, olaya karışanlardan sadece 7’sinin Boğaziçi öğrencisi olduğu, 101’inin değişik Üniversite öğrencisi olduğu, 15’inin ise herhangi bir Üniversite öğrencisi olmadığı görülmektedir.
Bu tablodan da net olarak anlaşılmaktadır ki, bu eylemlerin Rektör atamasıyla herhangi bir alakası bulunmamaktadır. Tek bir amacı vardır. O da ülkeyi kaos ortamına sürüklemek, sokak hareketlerini başlatacak fitili ateşlemek ve iktidarı yıpratarak istifaya zorlamak.
Bu ülkenin içinde bulunduğumuz şu günlerde tekrardan 12 Eylül öncesi şartlara döndürülmeye çalışılması iyi niyetle açıklanacak bir husus değildir. Bu eylemler vesayet ve mandacı zihniyetin tekrardan ülke yönetimini ele geçirmesini arzulayan bir azınlığın özlemle beklediği fırsatları çağrıştırmaktadır.
Eylemlere destek veren siyasi parti ve temsilcilerine baktığımızda da durumun böyle olduğu açıkça görülmektedir.
Ana muhalefet Partimizin lideri, pervasızca çıkıp yeni rektörün istifasını isteyebilecek kadar işi ileri götürmekten çekinmemektedir. Öğrenciler tarafından istenmeyen Rektörün istifa etmesi halinde eylemlerin son bulacağını ileri sürebilecek kadar kendinden geçercesine böyle bir açıklamayı yapabilmektedir. Sanki eylemcilerle işbirliği içinde olduğunu çağrıştırırcasına Rektörün istifası ile eylemlerin son bulacağını söyleyerek, kendisini ele vermektedir.
Her Üniversite öğrencileri atanan Rektörü istemezse, devamlı Rektör mü değiştirilecektir. Rektörlerin hangi teamüllerle atanacağı kanunlarla sabittir. Öğrencilerin Rektörü beğenme veya beğenmeme diye bir lüksü de bulunmamaktadır.
Davutoğlu ve Babacan da çıkıp öğrencilere hak vermekte ve destek açıklamasında bulunmaktalar. Gözaltına alınan öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını söyleyebilmekteler. Burada akl-ı selim sahibi vatandaşlarımıza çok önemli görevler düşmektedir. Ülkemizin tekrardan eski günlerde olduğu gibi terörle yaşamak mecburiyetinde bırakılmaması, vesayet ve mandacı zihniyetle ülkenin yönetilmesine engel olabilmek için bizlerin mevcut yönetime yani Cumhur ittifakına sahip çıkmamız kaçınılmazdır