Bu Nasıl Müslümanlık!
Malûm çevrelerin her fırsatı değerlendirip, İslâm’a hakareti ve aşağılamayı alışkanlık haline getirdiklerini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bunlar sosyal medyayı da çok iyi kullanıp istemedikleri kişi ve kurumları çok kolay bir şekilde harcamayı ve ortadan kaldırmayı da çok iyi beceriyorlar.
Bizi asıl üzen ve yeise gark eden husus, Müslüman olarak bildiklerimizin de bu mâlum çevrelerin oyununa gelip onların değirmenine su taşımaları ve ateşe körükle gitmek suretiyle onların başarılı olmasına yardımcı olmaları. Hem de onlardan da daha fazla heyecan ve şevkle!…
Gelelim böyle bir girişle neden yazımıza başladığımıza; Ayasofya Cami baş imamı Sayın Prof. Dr. Mehmet Boynukalın Ayasofya cami baş imamlığını hiçbir ücret almadan geçici görevlendirme ile ifa etmekte iken asıl akademisyen olarak Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde görev yapmakta idi.
8 Mart Dünya Kadınlar gününde Sayın Boynukalın “Kadın cinayetleri vurgusu, kadını erkeğe düşman amaçlı” demiş ve o dönem AKParti grup Başkanvekili Özlem Zengin de “Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum.” Cevabını vermişti.
Sayın Boynukalın’ın burada hem akademisyen olarak, hem de din görevlisi olarak böyle bir açıklamada bulunmaya hakkının olduğunu düşünenlerdenim. Söyledikleri sadece siyasi değil, aynı zamanda dini ilgilendiren bir konudaki dinimizin görüşünün kamuoyu ile paylaşımından ibaret. Dolayısıyla bir din görevlisinin de böyle bir açıklamada bulunmaya hakkı olmalıdır.
Şimdi İslam düşmanları ve her fırsatta dini ve dini değerleri yok etmeyi ve aşağılamayı alışkanlık haline getirenler başarılı oldular ve emellerine ulaştılar ve Sayın Boynukalın’ın görevi bırakıp istifa etmesini sağladılar. Yani hedeflerine ulaştılar. Peki Müslüman’ım diyerek bunların ekmeğine yağ sürenler, ateşe körükle gidenler ne elde ettiklerini zannediyorlar, acaba? Ben en fazla bu Müslüman’ım diyenlerin Sayın hocamızın istifası ile ne gibi kazanç elde ettiklerini merak ediyorum.
Aynı şekilde Diyanet İşleri Başkanımızın bu yıl teravih namazı camilerde kılınmayacak diye açıklama yapmasından sonra da, yine Müslüman’ım diyen çevreler düşünmeden cuk diye ortaya çıktılar ve Diyanet İşleri Başkanımızı linç etme faaliyetine giriştiler.
Sanki salgın ortadan kalkmış ve hiçbir şekilde yayılma şansı kalmamış gibi. Salgının çok hızlı bir şekilde yayılmaya başladığı ve ülkemizin her tarafında çok yüksek derecede artışlar görüldüğü gerçek değilmiş gibi.
Eğer bizler ehl-i sünnet hoca efendilere sahip çıkmazsak, hızla artan İSLÂM düşmanlığına dolaylı destek vermiş olmaz mıyız? Bu konuyu hiç düşündünüz mü?
Konumuzla alâkalı şöyle bir hikâye ile bitirelim:
Eski tarihlerde bir hayırsever, Padişaha gelir, Padişahım der izin verirseniz çeşme yaptıracağım.
Padişahta tamam der. Hayırsever çeşmeyi yaptırır. Bittikten sonra üzerine “Müslümanlar hariç herkes su içebilir” yazdırır.
Müslümanlar bu yazıyı görür görmez hemen padişaha şikayet ederler. Padişah hayırseveri çağırır hiddetle bu ne böyle bu müslümanlara hakaret değil mi? diye kızar.
Hayırsever ise padişahım durun, hemen kızmayın izah edeyim der, Padişah izah et der.
Ve hayırsever, Padişaha üç gün boyunca şu yaptırdığı olayları izlettirir.
Hayırsever adam, cumartesi günü yahudi tapınağının çıkışın da hahamı kaçırttırınca yahudiler, hahamı cemaatin elinden kurtarırlar…
Hayırsever adam, pazar günü, kilise çıkışında rahibi kaçırttırır ve hristiyanlar rahibi cemaatin elinden kurtarırlar…
Bu sefer hayırsever adam, Cuma namazı çıkışında imamı kaçırttırır ama cemaat imamı kurtarmak yerine başlarlar dedikoduya, su-i zana, kem sözlere ve acaba ne suçu vardı, demek ki haketti gibi karalamalara…
Padişah bu sahneyi gördükten sonra hayırseverin kendisine ne anlatmak istediğini anlayarak, müslümanlarda ki birliğin ve dirliğin kaybolduğunu sürekli dedi-kodudan, su-i zandan geri kaldığını anlamış olur…
Şimdi bizim müslümanların hâli de aynen böyle…
Kızacaklar var hiç önemli değil, buyrun hakaret edin ama unutmayın ki kazanan İSLÂM ve İslâm AHLÂKI olacaktır…
Hatalardan Rabbim teâlâ’nın mağfiretine sığınırım…Rabbim tüm Müslümanları ıslah eylesin, hidayet versin ne diyelim ki başka…