FETÖ İLE MÜCADELE
15 Temmuz ihaneti, hain, kalleş Fetö Darbe girişimi üzerinden bir hayli vakit geçti. Şehitler verdik, Gazilerimiz oldu ama Millet feraset ve cesaretle bu ihanetin üstesinden gelmeyi başardı.
Aradan geçen süre boyunca gerek hukuk yoluyla, gerek KHK ler yoluyla Fetö ile mücadele dönemi başladı. Öyleki Ohal ilanı dahil bu mücadele uğruna ciddi gayretler ortaya kondu. Mesafe alınmış mıdır? Alınmadı dersek haksızlık etmiş oluruz. Asıl soru yeterli midir? Yada ne zaman yeterli olacaktır?
Gün geçmiyor ki Fetö Mücadelesi adına bir operasyon haberi çıkmasın, tutklananlar, serbest bırakılanlar olmasın, Kamu hizmetinden atılan ve geri alınanlar duyulmasın…
Yanısıra gün geçmiyor ki Kripto elemanlardan bahsedilmesin, şekil ve kabuk değiştiren Fetö’cüler söz konusu olmasın, üstüne üstlük açığa çıkarılmadığından şikayet edileduran Siyasi Ayak konu edilmesin, dillere pelesenk olmasın…
Dile kolay 40 yıldır, planlı, programlı, belirli hedefler doğrultusunda Devlet içine sızmış, Bürokrasiden, Siyasete birçok alanda yerleşmiş, yerleşme maksadıyla sınav sorularını dahi çalmaktan imtina etmemiş, bu uğurda hiçbir ideoloji ve siyasal yapıyı, hatta siyasi partiyi ayırt etmeden hedef seçmiş, kullanmış, kullanmaya çalışmış, hatta son Hak Din İslamı dahi kullanmaktan çekinmemiş, bunu da yabancı istihbarat örgütleri desteğinde gerçekleştirmiş, hatta ve hatta Okullar örtüsü, şemsiyesinde Türkiye dışında neredeyse tüm Dünya’da örgütlenmiş bir Terör oluşumundan bahsediyoruz.
Elbette mücadele çetin ve uzun soluklu ve elbette bu kadar çok, grift ilişkiler kurmuş kurabilmiş örgütün çökertilmesi zorlu olacaktı, oluyor, olmaya devam edecek.
Benim kanaatimce mücadelenin kararlılık ile sürdürülebilmesi için, mücadele kararlılığını sürdürecek, vazgeçmeyecek hem iktidar hem de muhalefet kanadında bu azmi taşıyan, taşıyacak Siyasi Aktörlerin varlığı devam etmelidir.
Bunun devam etmesi için ise Siyasi Ayak tartışmasının bitirilmesi, açıklığa kavuşturulması ise mecburiyet olarak ortada duruyor. Bunun için benim çözüm önerim ise siyasi parti ayrımı yapmaksızın söylüyorum herkes kendi Fetö’cüsünü ortaya çıkarmalı, deşifre etmeli ve kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Bu samimiyeti tüm siyasi partiler ve Liderleri Millet’ e borçludur.
Sadece kanun ve Hukuk yoluyla mücadelenin yetmeyeceği, İstihbarat’ın kafi gelmeyeceği bilinerek, Hukuk ve İstibarat’a topu atarak, bir nevi topu taca atarak kimse sorumluluktan kaçamaz.
Herkes herkesin ne olduğunu olmadığını biliyordur anlayışı ile, yıllardır birlikte yol yürüyenler kendi özeleştiri, özdenetim, özsorgulama ve özyargılamalarını yaparak, öz temizliğini yapmalıdır. Siyasette bence temel ihtiyaç MİLLET’E BORÇLU OLUNAN BU SAMİMİYETTİR.
Aksi halde Fetö’nün tamamen bitirilemeyeceği endişesini taşıyorum. Millet bu samimiyeti görmediği sürece, samimiyeti göstermeyenlerden hesap sormak üzere Siyaseti ve Siyasetçileri izliyor, görüyor, değerlendiriyor kanaatindeyim.
Kalın sağlıcakla. 21.10.2020
Dr.Selçuk YÜCESAN