Dolar 27,2756
Euro 28,8846
Altın 1.669,88
BİST 8.242,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 26°C
Az Bulutlu
İstanbul
26°C
Az Bulutlu
Çar 25°C
Per 25°C
Cum 24°C
Cts 23°C

Hakkı ve doğruyu gösterene itibar etmeyenin hali!…

23 Kasım 2020 12:04
71

Kendimizi bu dünyanın süsüne, eğlencesine, gösterişine, cazip yaşantısına kaptırmış giderken, bizlere doğru yolu ve hak yolu göstermeye çalışanları hiç dikkate almayız. Hatta içten içe, bizi irşad etmek isteyenlere hasetle ve kinle bakarız. Ama, irşad’da bulunmayı ve göz göre göre çukura yuvarlanmayı göze alanları uyarmayı kendine görev addedenler, her türlü olumsuzluklara rağmen irşadlarına devam ederler. İşte, şimdi insanları irşad görevini kendine vazife addeden merhum Muzaffer Özak hocanın, “İRŞAD” isimli kitabından konumuzla ilgili bölümü hep birlikte okuyalım:

Bu sözlerimiz sizlere acı gelmesin, bize kırılmayınız, darılmayınız. Bir âmâ önündeki çukuru hissetmeyip çukura doğru gitse, sen de bunu görsen,(bakalım şu kör nasıl düşecek?) ses çıkarmaz mısın? Böyle yapan insan mıdır? Soruyorum? Elbette ki, insan isen âmâya seslenecek, (Aman gitme dur, çukura düşeceksin) diye onu ikaz edeceksin. Yahut koşarak gidip âmâyı tutup çukura düşmekten, onu helâkten kurtaracaksın. Bu her insanın, eğer insan ise, vazifesidir. İşte bizler âmâ gibiyiz, bize seslenen ve bizi helâkten kurtaran Kur’andır, peygamberimiz aleyhisselâmdır, büyük mürşidlerimizdir. Onların bu seslenişine kızacak mıyız, darılacak mıyız? İnsan isek, teşekkür etmemiz lâzımdır. Onları baş tâcı etmemiz lâzımdır.

Şimdi konumuzla alâkadar şu hikâyeyi okuyup, kendimize hisse çıkaralım:

http://habervizyon.com/wp-content/uploads/2022/11/emin-omu-balik-ekmek-reklam-scaled.jpg

Sabahın erken saatlerinde iki atlı yolcu yola çıkar, birisi âmâdır. Âmâ olan elinden kamçısını düşürür, attan aşağı iner kamçıyı aramaya başlar, hava serin olduğu için bir yılan kıvrılmış yatarmış, âmâ kamçıyı ararken, yılan tesadüfen eline geçer. Hayvan soğuktan donuk vaziyettedir. Yılanı kamçı diye eline alan âmâ atına biner arkadaşına yetişir. Arkadaşı nerede kaldığını sorar, kamçısını düşürdüğünü, fakat yerde eski kamçısından daha güzel bir kamçı bulduğunu söyleyerek arkadaşına gösterir. Arkadaşı (Aman elindeki kamçı değil yılandır, at onu) derse de inatçı kör atmaz. Ne kadar söyledi ise kâr etmez. Nihayet güneş çıkar hayvanın beli ısınır ve âmâyı sokar, helâk eder. Peygamber aleyhisselâm, ulema ve Kur’anı dinlemeyeni bu âmâya benzetiyorum.

Kardeşlerim! Elinize aldığınızın ne olduğunu görmüyorsunuz. Haber veriyoruz; elinizdeki yılandır, kamçı değil? Onu at, sendeki bu huy iyi bir huy değil. Bu gidiş gidiş değil. Bırak bu gidişi, dinlemezsen helâk olacaksın, olacağız.

Ya hûu! Önünde kabir var, ahret var, sen göremiyorsun, helâk olacaksın. Elindeki mal değil, ateş; dünyada iken cehennemde yaşıyorsun, insafa gel, Allah’a gel. Seni hakka çağırıyoruz, doğru ol, dürüst ol, Allah’a kul ol ki, cihana sultan olasın.

http://habervizyon.com/wp-content/uploads/2022/11/emin-omu-balik-ekmek-reklam-scaled.jpg

Kur’an seni felâha, necâta, cennete çağırıyor. Koş, vakit geçiyor, geç kaldın, sen ilmi bıraktın cehle daldın, imanı bıraktın küfre daldın, nuru bıraktın zulmete daldın, çalışmayı bıraktın tembelliğe daldın. Avrupalı aya çıkıyor, sen yerde yürümesini bilmiyorsun, yürümesini unuttun. Çalışmadan zengin, okumadan âlim olmak istiyorsun, gezmeksizin seyyahlıktan dem vuruyorsun, bu senin sonun için iyi olmaz.

İbadet yapmadan cennete sahip olmaya çalışıyorsun, (Kalbim temiz) diyorsun, kendi kendini kandırıyorsun. Böyle iddia edenler Allah’ın hasmıdırlar. Allah’ın namaza ihtiyacı yok, senin vardır. Temizliğe Allah’ın ihtiyacı yok, senin vardır. Senin temiz olman için, lütfundan dolayı sana guslü, abdesti farz kılmış, Allah’ın peygamber aleyhisselâmın, kurbana ve kana ihtiyacı yok, senden takva istiyor.

Ey sofu! Domuz eti yemiyorsun ama, insan hakkı yiyorsun, Kan içmek haramdır diyorsun, yetimin malını yiyorsun. Zina haramdır diyorsun, gıybet ediyorsun. Bu kötü huylardan ne vakit vazgeçeceksin? Evet sözün doğru. Domuz eti yemeyi Allah haram etti. Haktır, doğrudur ama, insan hakkını yemeyi de haram etti. Kul hakkı yemek; domuz eti yemekten daha büyük bir günahtır. Zira, biri hukukullah, biri kul hakkı. Allah hakkından vazgeçer, kul ise hakkından vazgeçmez. Kan içmeyi haram etti ama, insan öldürmeyi de haram etti. Sen hala kan davalarından vazgeçmedin. Evet yalnız şarap değil, insanı sarhoş eden bütün içkilerin haram olduğu muhakkak ama, yetimin malının nârı cahîm olduğu da muhakkak.

Allah zinayı haram etti. Zina eden nâra atıldı, fakat yalanın, gıybetin zinadan da kötü olduğunu muhbiri sadık efendimiz bildirdi. Allah’ın düşmanı da yediğinden, yediğini görene tattırmayan, ona da yedirmeyendir. Bir de çalıştırıp, çalıştırdığı kimsenin hakkını vermeyendir.

Herkes kendi kaabiliyetine göre bu yazılanlardan bir pay alacaktır muhakkak diyerek yazımıza son verelim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.