SİVAS PATETESİ SINIR TANIMIYOR!

Hafik-Özen ve İmranlı barajlarından temin edilen su, Hafik’te 245, Zara’da 248 kilometrelik boru hatlarıyla tarlalara ulaştırılıyor. Daha önce kuru tarımla buğday, arpa ve yulaf gibi ürünler yetiştirilen arazilerde 3 yıldır sulu tarım yapılıyor.

Suya kavuşan 180 bin dönüm civarındaki arazide üretilen yaklaşık 196 bin ton ürün, bölge çiftçisinin yüzünü güldürüyor.

İlçelerde ekim yapan büyük şirketler de ürettikleri 150 bin tona yakın patatesin 90 bin tonunu aracı firmalarla yurt dışına satıyor.

Hafik-Özen ile Hafik-Zara sulama birliklerinin başkanı Harun Avan, AA muhabirine, bölgede sulu tarımla verimin katbekat arttığını vurguladı.

İki birliğin toplam sulama sahasının 180 bin dönüm olduğunu aktaran Avan, “680 sulayıcımız var. Bu alanda sulu tarım yapan 16 uluslararası şirket var. Bu şirketler, Avrupa ve ABD’ye patates ihracatı yapıyor. Milli ekonomimize büyük gelirler sağlıyorlar. Aynı zamanda istihdam alanı da oluşturuluyor. Patates, şeker pancarı gibi ürünlerin ekimiyle mevsimlik işçi alımı da ön plana çıkıyor. Bölge esnafına da canlılık sağlanıyor. İki barajın da su kalitesi çok yüksek.” diye konuştu.

GEÇİNMEK İÇİN DEĞİL TİCARET İÇİN TARIM YAPILIYOR

Avan, bölgede daha önce geçinmek için tarım yapan çiftçilerin sulu tarımla ticaret yapmaya başladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Arpa ve buğday ağırlıklı kuru tarım yapılıyordu. Kuru tarımın bilindiği gibi verimi çok düşük. Ticari maksatlı değil de geçim amacıyla yapılan bir tarım usulüdür. Sulu tarımla bölgede ciddi oranda hem ürün çeşitliliği arttı hem de gelirler yükseldi. Özellikle endüstriyel bitkiler olarak nitelendirdiğimiz patates, şeker pancarı, mısır ve ayçiçeği gibi getirisi yüksek ve ihracata uygun ürünler bölgede yoğunluk kazandı. Büyük şirketlerin bölgeye gelmeleri de üretim alanlarını arttırdı.”

Ayçiçeği eken çiftçilerden Durdu Hallaç da “Daha önce arpa, buğday, yulaf gibi ürünler yetişirdi. Genelde Kızılırmak kenarından traktörle su çekerek tarlaları sulayıp bu ürünleri alıyorduk. Sulu tarımla ürün çeşitliliği yükseldi. Daha zahmetsiz, düşük maliyetli ürün yetiştirmeye başladık.” dedi.