TÜRK OLDUĞUMUZU HATIRDAN HİÇ ÇIKARMAYAN EMPERYALİZM GİBİ BİZ DE ASLA UNUTMAYALIM
Emperyalizmin temel argümanı ve eylem planı böl parçala yönet. Yıllardır böyle. Onun içindir ki Sağ sol, alevi sünni, Millet Ümmet, Türk Kürt vs diyerek, dayatarak, farklılıklarımızı ön plana çıkarıp bu farklılıklarımızı barutu ateşleyen fitil misali kullanarak, kullanmaya çalışarak bölmeye çalıştılar, çalışıyorlar.
Büyük Türk Milleti tüm bu Emperyal Planları bozmasını bildi. Bozmaya devam ediyor. Nasıl mı? Biz bazen unutmaya yüz tutsak da emperyal saldırılar ile bize yeniden hatırlatılan, hatırlamamıza vesile olan Türklük, Türk Milleti şuuruyla elbette. Türk Milleti şuuru ne midir? Elbette etnik Milliyetçilikten bahsetmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kurucu Meclis İradesi ile 1921 Anayasası’na yazıldığı ve o zamandan bu yana değişmediği, değişmeyeceği gibi “Türkiye Cumhuriyeti Ülkesi ve Vatanına vatandaşlık bağı ile bağlı, aidiyet ve sadakat hisseden, birliğine, bütünlüğüne inanan herkes ama herkes Türktür” anlayışından, düsturundan bahsediyorum. Hatırladığımız ve asla unutmamamız gereken hususiyetin bu olduğunu fark etmemiz lazım, fark ettik, ediyoruz.
Etnik temelde Türkçü, Türk Milliyetçisi olanların dahi bu anlayışı benimsediği, Ülkenin varlığı ve birliğinin teminatı olarak kabul ettiği bu husus asla assimilasyon manasına gelmediği gibi Avrupa başta olmak üzere yükselen “Irkçı” akımların da Ülkemiz için geçerli olma ihtimalini bertaraf ediyor. Ortak bilinç, ortak kültür, ortak dil, vatan, ortak bayrak, ortak kader de bu birliğin vazgeçilmez unsurları olarak tezahür ediyor. Dikkatinizi çektiyse etnisitesi ne olursa olsun büyük oranda müslüman bir Millet olmamıza rağmen ortak din demedim demiyorum. Türk’ü İslam’dan, İslamı Türklükten ayrı düşünmek mümkün olmasa da Birliğimizin teminatının daha çok yukarda zikrettiğim hususlar olduğunu söylemek sanırım yanlış değildir.
Bu noktada şunu zikretmek, fark etmek lazım ki Türk olmamız yanısıra Müslüman kimliğimizin varlığı münasebetiyle hem Türk hem de Müslüman popülasyonlara rehberlik edebilecek, onları güdüleyebilecek, sürükleyebilecek, örnek oluşturabilecek potansiyelimizin, gücümüzün varlığındandır ki Emperyalizmin İslam karşıtlığı, İslamofobisinin ardında yatan asıl etken, asıl olgu Türk karşıtlığı, Türk’e karşı oluşlarıdır.
Biz unutmaya kalksak da Emperyalizmin bize sürekli hatırlattığı Türklüğümüz, iktidarda kim olursa olsun asla akıldan çıkarmaması gereken Türklüğümüz, Müslüman kimliğimiz varlığıyla taçlanmakta, geniş bir coğrafyada yankı bulmakta, varlığımız ve birliğimizin teminatı Türklüğümüz yanında Müslüman coğrafayalardaki insanları da etkileyebilme potansiyelini sürdürebilirliğimiz sonucunu doğurmaktadır. Bu hususu unutmadan etkimizin olduğu Türk ve Müslüman coğrafyalar ile ekonomik, sosyal, kültürel, politik, diplomatik bağlarımızı, ilişkilerimizi güçlendirerek güçlenmeye devam etmeli, varlığımızı birliğimizi bu yolla sürdürmeli, perçinlemeliyiz. Başardığımız oranda tüm dünyada belki değil ama hem Ülkemiz üzerinde hem de etkilediğimiz Türk ve Müslüman Coğrafyalarda Emperyalizm etkisinin giderek azalacağını gözlemleme şansına sahip olacağımızı düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Vatanı ve Devleti’ne aidiyet ve sadakat ölçüsüyle, kastıyla ifade ettiğimi yineleyerek, büyük Atatürk’ün de kastının bu olduğuna inanarak sözlerimi Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” ifadesiyle noktalamak isterim.
Kalın sağlıcakla.
30.10.2020
Dr.Selçuk YÜCESAN