TÜRKÇE’NİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ….

Türkçe, Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde yaşayan herkes için Resmi
tek dildir.
Ülkemiz hudutları içinde mutlaka, başka etnik kökenli vatandaşlarımız da
yaşamaktadır. Hepsinin kendi anadilleri bulunmaktadır. Bu
vatandaşlarımızın kendi anadillerini yaşatmak ve kendi aralarında
anadillerini kullanmak en tabi haklarıdır.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi dili Türkçe olduğundan,
devletle muhatap olunan her yerde Türkçe konuşma mecburiyeti
bulunmaktadır.
Devletin her türlü kurum ve kuruluşlarında Türkçe konuşmak ve işlerin
Türkçe takibi zorunlu olmalıdır. Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olan herkesin Türkçe öğrenme ve bilme mecburiyeti vardır.
Yaşayan Türkçe her Türk vatandaşı tarafından benimsenmeli; öğrenilmeli,
doğru konuşulmalı ve yaşatılmalıdır. Dil, geleceğimiz için en hassas
konuların başında gelmektedir.
Okullardaki öğretimden görüntülü ve yazılı yayın organlarından işyeri
tabelalarına kadar her yerde Türkçe’nin kullanılması sağlanmalıdır. Bu
konuda kanuni düzenlemelerle tedbir alınmalıdır. Çünkü dilimiz
milliyetimizdir. Türkçe dili, şu anda 250 milyondan fazla insanın konuştuğu
dünyanın 5. büyük dilidir.
Ancak, ülkemizde öylesine bir yok edilme tehlikesi ile karşılaşılmaktadır ki,
Türkçe’nin bu tehdit ve tehlikelerden korunması için büyük bir mücadelenin
yapılması gerekmektedir.
Türkçe’ye karşı sürdürülen tehdit ve tehlikeler, yabancılar tarafından
gerçekleştirilecek olsa, bunun mücadelesi çok daha kolay olurdu. Ne yazık
ki, Türkçe’nin yok olması için yapılan çalışmaların çoğunluğu, kendi
içimizden ve kendi vatandaşlarımızdan kaynaklanmaktadır.
Geçmişte resmi kurumlarımızın çoğunluğu, basın yayın organlarının büyük
bir bölümü, TRT, Üniversiteler öztürkçe konuşma adı altında dilimizi
tamamen bozdular. O yıllarda TRT, radyo ve televizyon yayıncılığında tekel
durumundaydı. Özel radyo ve televizyon kanalları yoktu. Bundan dolayı
TRT’nin dilimizin bozulması üzerinde çok büyük olumsuz etkileri olmuştur.
Bir zamanlar Türkçe bilim dili değildir diyen YÖK başkanlarımız vardı.
Türkçe dışında yabancı dille eğitim veren orta dereceli eğitim kurumlarına
son zamanlarda yoğun bir şekilde yabancı dille eğitim veren Üniversiteler
de eklenmeye başlanmıştır.

Biz yabancı dil öğrenilmesine karşı değiliz. Ancak, yabancı dille eğitime
temelden karşıyız. Çünkü, yabancı dille yapılan eğitim, ana dilin yavaş
yavaş ortadan kalkmasına sebep olacaktır.
Dünyanın hiçbir yerinde yabancı dille eğitim yapılmamaktadır. Ülkemizde
Anadolu Liselerinde, kolejlerde ve bir çok Üniversitede yabancı dilde eğitim
yapılmaktadır. Bu durum sömürgeciliği baştan kabul etmek demektir.
Eğitim dili mutlaka her milletin kendi anadili olmalıdır.
Zaten şu anda da işe girişlerde ve terfilerde yabancı dil bilme şartı
aranmaktadır.
Yabancı dili herkesin bilme mecburiyeti olmamalıdır. Sadece yabancılarla iş
yapanların ve devletin belli yerlerinde görev yapanların yabancı dil bilmesi
yeterlidir. Yabancı dili herkesin öğrenmesi gereken bir konuma getirirseniz
kendi ana dilinizin gelişmesini kendi elinizle durdurmuş olursunuz.
Bu durum da Türkçe’nin her geçen gün erozyona uğramasına ve zamanla
ortadan kalkmasına vesile olur.
Dil insanların birbirleriyle anlaşmalarında kullandıkları bir vasıtadır. Bir
milletin bağımsızlığını devam ettirebilmesi de sağlam bir dile sahip
olmasına bağlıdır.
Milletlerin fertlerinin birbirleriyle anlaşmaları ve kültürlerinin yaşaması ve
yayılmasında dilin önemi çok büyüktür.
Dillerini muhafaza edemeyen milletlerin istikballerini muhafaza etmeleri ve
bağımsız yaşamalarını sürdürmeleri oldukça zorlaşmaktadır.