TÜRKİYE BÜYÜYORSA DERTLER NİYE KÜÇÜLMÜYOR!?
Türkiye Büyüme Oranı son çeyrekte %6.7 olarak açıklandı.
Parametreleri hususuna hakim değilim elbette, nasıl büyüdü, ne ile büyüdü, büyüme istatistiğini etkileyen faktörler hakkında yeterince bilgim yok. Ama biliyorum ki “Büyüme” deyince ben dahil vatandaşlarımızın önemli bir kısmı bolluk, refah artışı, satın alma gücü yükselişi olarak algılamakta, ummakta, böyle anlamakta…
Gelin görün ki “Büyüme” istatistiği artı yönde açıklandıkça sahada yaşananlar, beklentilerin karşılanma oranı paralel artmıyor.
Türkiye’de her kesimden vatandaşların dertleri, sıkıntıları, serzenişleri, şikayetleri var.
Pandemi ortamında Esnafın sık sık kısıtlamalar uygulanması zarureti sebebiyle işleri düşük, ciroları az veya zaman zaman bazılarının ki hiç yoka düşmüş vaziyette. Evinin, ailesinin geçimi bir yana, Kirası’nı, SGK Primi’ni, Vergi Borcu’nu, Elektrik, Su, Doğal Gaz Giderleri’ni ödemekte zorluk çekiyor veya ödeyemiyor. 6 Ay geri ödemesiz yararlandığı kredilerin geri ödeme günü gelmiş çatmış, gelirsizlikten geri ödeyemiyor.
Emeklilerin gelir seviyesi belli, yıllardır açlık veya fakirlik sınırı altında gelirle, yıllardır sıkıntı içerisinde geçinemiyor, sıkıntı içerisinde yaşamaya gayret ediyor.
Asgari ücretlinin ücreti %20 nin üzerinde vergi kesintisi ile hala daha açlık sınırı altında, çoğu ek iş yaparak gelir gider dengesini sağlama telaşında çırpınmakta.
İşveren farklı kalemler altında alınan direkt ve dolaylı vergi yükü altında üretim maliyetleri sebebiyle rekabet gücü azalmış, karlılığı azalmış, yeni yatırım yapmak şöyle dursun, mevcudu muhafaza derdinde.
Çek Yasası sebepli borcunu ödeyememiş olanlar Hapis cezası tehditi ile karşı karşıya.
Memurlar kadrolu, sözleşmeli ayrımı ile eşit işe eşit ücret anlayışından uzak, özlük hak farklılıkları ile karşı karşıya. Yıllardır söz verilen 3600 ek gösterge verilmediği için, emekli olduğunda geliri daha da düşeceğinden, çoğu emekli olamamaktan şikayetçi, haklı beklenti içerisinde.
EYT Kanuni düzenlemesi ile, Kanun’un ilk kez ve emsalsiz şekilde geriye dönük uygulanmasından sebep hak gaspına uğramış bir kesim haklarının iadesini talep etmekte, emeklilik yaşamına adım atmak istemekte.
Büyümeye rağmen herhalde yeterince istihdam alanı açılmamış olacak ki, İşsizlik önemli oranda artmış, Genç İşsizlik oranı %25 leri aşmış vaziyette.
Sağlık çalışanları Pandemi koşulları sebebiyle artan iş yükü neticesi yorgunluk, tükenmişlik bir yana, Ek Ödeme Adaletsizliği, 3600 Ek Gösterge verilmemesi, Ek Ödemelerin emekliliğe yansıtılmaması sorunları yanısıra Şiddete maruz kalmaktan halen kurtulamamış vaziyette. Pandemi mücadelesindeki can kayıplarına rağmen ne iş kazası ne de meslek hastalığı hakkı alamamış şekilde cansiperane çalışmaya gayret ediyorlar.
Gardiyanlar Emniyet Hizmeti Sınıfı’na alınmamış olmaktan, pandemi sürecinde adeta mahkumlar gibi cezaevinde zorunlu kalmaktan muzdarip.
Çiftçi’ nin maliyetleri artmış, elde ettiği ürün geliri maliyetleri karşılamaktan uzak. Üstüne üstlük Banka, Tarım Kredi Kooperatif borçlarını da ödemekte zorluk yaşar vaziyette.
Kamu atamaları için yıllardır kadro bekleyen eğitilmiş, yetişmiş insan gücümüz tahammül sınırının sonuna gelmiş. 3600 ek gösterge verilmediği için emekli olamayanlar sebebiyle mevcut kadrolar boşalmamakta, yeni kadrolar açılmamakta.
Dövizde, faizde, çarşı pazar enflasyonunda artış da cabası. Elektrik, Su, Doğal Gaz gibi zorunlu kalemlerde yapılan zamları, zamların can yakıcılığını hatırlatmaya gerek dahi yok.
Adil, eşit, tarafsız Yargılanma hakkı yerlerde sürünüyor, Yargı’ya güven azalmış vaziyette.
Velhasıl Ülkemiz’de sorunu olmayan yok gibi.
O halde “Büyüme” var ise sorunlar neden küçülmüyor!? Büyüme’nin sorunların çözümüne etkisi yok mu!? Büyüyerek sorunları çözemeyecek miyiz!? Büyüme çözüm değil ise çözüm ne, kimde!? Soruları yanıt bekliyor.
Umarım sorunları çözen, büyümenin tabana yayıldığı, her bir vatandaşımızın büyğmeden nasiplendiği, büyümeyi fark ettiği dönemleri, sorunları çöze çöze, sorunları küçülterek büyüdüğümüz dönemleri yaşar, görürüz.
Kalın sağlıcakla. 03.12.2020
Dr. Selçuk YÜCESAN