Ülkelerin işgali öylesine aniden gerçekleşmiyor
Ülkelerin işgali öylesine aniden gerçekleşmiyor!
İşgalci ülkeler, işgal edecekleri ülkeleri aniden aldıkları bir karar neticesinde işgal etmiyorlar.
İşgal etmek üzere karar verdikleri ülkeleri önce tespit etmekte ve bu ülkeleri yıllarca işgale hazır vaziyete getirmeye çalışmaktalar. Bu ülkeleri işgal edebilecek güce ulaşmak veya bu gücü kendinde var saymak yeterli olmamakta. O ülkelerin içinde de, bir takım çalışmalar yaparak, işgal edecekleri ülkelerin içinden kendilerine hizmet edebilecek insanlar bulmakta veya kullanıma elverişli insanları tespit edip, kendi emelleri doğrultusunda kullanıma hazır vaziyete getirmek üzere çalışma başlatmaktalar.
Tarihte var olan tüm Türk devletlerinin yıkılış ve yok oluş sebeplerini gerçek tarihinden araştırarak, bunun böyle olduğunu net bir şekilde görebilmemiz mümkündür.
Türkler çok kolay devlet kurabilme özelliklerine hep sahipler. Türk milletinin genlerinde bu güç ve enerji hep bulunmaktadır.
Ancak, bir şey daha var ki, o da çok önemli. Tüm Türk devletleri hep kendi içinden kullanıma hazır kişilerin bulunması ve bunların satın alınması ile yıkılmışlardır.
Tarihi iyi incelediğimizde; Türk devletlerinin sadece dışarıdan gelen düşman saldırıları ile yıkılmadığını, içeriden de bunlara yardım ve yataklık yapanların bulunması ile yok edildiğini görmekteyiz.
Abdülhamid Han zamanını ve dönen dolapları iyice araştırıp analiz ettiğimizde; Osmanlının yıkılışında, hem dış güç odakları ve hem de içimizden bunlara yardım ve destek sağlayanların rollerini daha net bir şekilde anlamamız mümkün olacaktır.
Abdülhamid bu dış ve iç güç odakları ile amansız bir mücadele yürütmüş ve yıkılmakta olan bir İmparatorluğu 31 yıl idare edebilme becerisini göstermiştir. Ama, bu dış ve iç güç odaklarının amansız ve acımasız saldırılarına daha fazla direnememiş ve nihayet fes etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Abdülhanid’i deviren içimizdeki kişilerin çoğu mason kulüpleri üyeleri, masonların ve dış güçlerin desteği ile güçlü bir muhalefet oluşturulması için mücadele veren medya organlarının yalan yanlış haberleridir. Medyanın yalan ve yanlış haberlerle halkı kandırması ve Abdülhamid aleyhine kışkırtması Abdülhamid’in devrilişinde çok büyük katkılar sağlamıştır.
Günümüzde de, aynı oyunlar daha da güçlenerek devam ettirilmektedir.
Yıllarca ülkemiz vesayetçi yönetimlerce ve mandacı zihniyetle dışarının baskı ve dayatmalarına boyun eğilerek yönetilmiştir.
Arada sırada yönetimin milli ellere geçişi sağlanmış olsa da, bu iktidarlara muktedir olma hakkı ve fırsatı tanınmamıştır. Dış güç odaklarının ülke yönetimlerindeki baskı ve dayatmalarının yok edilmesi için çabalayan iktidarlar, içeriden de alınan desteklerle gerçekleştirilen darbelerle alaşağı edilmişlerdir.
Şimdilerde, ülke vesayetçi ve mandacı yönetimin baskı ve dayatmalarından kurtulmaya ve tam bağımsızlık yolunda adımlar atmaya başladı. Ama, bu durum ülkemizi uzaktan kumanda ile yönetmeye alışmış dış güçleri ve içimizdeki uzantılarını oldukça rahatsız etti.
Ülkemiz kendi savunma sanayini geliştirmeye, kendi milli silahlarını üretmeye başladı.
IMF’den borç almaya son verdi. Bilindiği üzere İMF önce bizi borçlandırdı. Sonra da el altından ülke yönetimine müdahalelerde bulunarak, ülkemizi istediği istikametlere götürmeye başlamıştı.
İçimizden de kullanıma elverişli kişiler tespit edilip çoğu işgalci ülkelere götürülerek kendi istekleri doğrultusunda eğitildiler ve kendi menfaatleri doğrultusunda kullanıma hazırlandılar.
Güçlenen bir Türkiye’nin var olmasından ve baskı ve dayatmalarla yönetilme imkânının bulunmadığı iktidarların varlığından rahatsız olan dış ve iç güç odakları harekete geçerek elbirliği ile ülkemiz iktidarını devirmenin peşine düştüler.
Birbiriyle zıt görüş ve düşüncelere sahip siyasi partileri bile birbiriyle ittifak edecek kıvama bile getirdiler. İktidarı devirmek üzere ittifak kuran siyasi oluşumlar içinde sağcısı, solcusu, dinlisi, dinsizi, bölücüsü, paraleli bir araya gelerek işbirliği içine girdiler.
Bu zihniyet için mevcut iktidar gitsin de isterse ülke batsın zihniyeti ön plana çıkmış durumdadır. Ülkenin batması, yok olması bunların umurunda değil. Yeterki istemedikleri ve seçimle yenemedikleri iktidar yıkılsın.
Gayet tabi ki burada en önemli yardımcı karanlık medya organlarıdır. Medya yalan, yanlış, sahte demeden kâğıt üzerinde oluşturdukları hayali haberleri gerçekmiş gibi kamuoyuna sunarak, halkı kandırmakta ve istedikleri gibi yönlendirmektedir.
Bizlere burada çok önemli görevler düşmektedir. Bu dış ve iç güç odaklarının oyun ve tuzaklarına kanmadan, Devletimize ve kendi seçmiş olduğumuz iktidara sahip çıkarak, onların tuzak ve oyunlarına mani olmalıyız. windows 10 education satın al